web tarayıcı

haber 7

15 Aralık 2007 Cumartesi

VARLIK FELSEFESİ:

VARLIK FELSEFESİ:

Aristo’ya göre varlığın ne olduğunu bilmek niteliğini bilmektir. Varlığın ne olduğu sorusu ile cevherin ne olduğu sorusu aynıdır.

-Varlığın özü nedir?

-Dıştan görülen şeklinde varlık nedir?

Diğer bilim alanlarına girecek tanımlar felsefenin ancak hareket noktası olabilir.

Asıl gerçeklik değişenin karşısında değişmeyendir. Felsefenin amacı bu asıl değişmeyeni bulmaktır.

Filozofun aradığı şey açık-seçik olan temel hakikatlerdir.

Descartes’e göre benim varlığım değişmez bir gerçektir.

Varlığın asıl özünü yakalama gibi bir kaygımız olmasa idi faaliyetimiz boş olurdu.

Her şey değişirse bizim bilgimiz dre değişir. Bilgimizin konusu olan şey de değişeceğıine göre artık bizim bilgimiz gerçek olmaz. Dolayısıyla insan değişmeyeni arar.

Bazı ilinekler bir şeyin temel ayırıcı niteliği olabilir. Mesela: İnsanın düşünmesi onun ilineğidir. Fakat düşünmeyi insandan ayırırsak o insan olmaz.

Bir varlığın diğer varlıklardan ayrılan hasseleri vardır. Felsefenin amacı bir şeyin ardındaki asıl gerçekliğe ulaşma çabasıdır.

Tek tek fertler gerçektir.

Felsefe asılgerçekliği araştırmak için değişen şeylerden hareket etmek zorundadır. Öze ulaşabilmek için; Misal: Bir varlığın niteliklerini ayraç içine aldıktan sonra geriye kalan şey onun özüdür.

Hyle Aristo’da ilk vardır. Varlığ4ın özüdür. Asılgerçeklik odur. Locke’ta dayanağı kabul eder. Yalnız Locke zihni olarak bunu kabul eder, gerçekte yoktur. Çünkü maddi değildir. Aristo da ise tamamiyle bir madde ama soyut bir madde.

Töz: Bir şey kendisine yüklenebilir ama o yüklenemez.

Varlıkların tek tek gerçekliği vardır. Bütün varlıkları tek tek oluşturan şeyler vardır.

Bir düşünme etkinliği varsa temelde var olan hakkındadır.

Aristo varlığı en genel bir biçimde ifade eder. Varlık, varolandır. Biz hep varolan hakkında konuşuruz. Demekki varlık dşünmenin konusunu bsize veren şeydir. Düşünme eylemini gerçekleştiren her insanın temel nesnesi varlık olmuştur. Günümüzde felsefe bir kavram analizi çalışmasıdır. Doğrudan varlıkla ilgilenmiyor. Varlığa ad olan kavramlarla ilgilenird. Yani dolaylı da olsa varlıkla ilgileniyor.

Felsefe, oldukça geniş külli bir izah denemesidir. Felsefe bir öte faaliyetidir. Yani herhangi bir şeyin dış görünüşüyle yetinmez. Felsefe, herhangi bir var olan üzerinde yapılan zihni bir faaliyettir. Bu faaliyette varlık dışarıda bırakılmaz. Varlık tek tek kabul ettiğimiz şeylerin adıdır.

Varolan felsefenin ilk ve birincil konusudur. Aristo bu etkinliğe ilk felsefe der. İnsan düşündüğü şeyin aslını bulma çabasındadır. İlk çağ filozofları kendilerinden bağımsız ve kendilerini de alan dış dünyayı sorgular.

Her etkinliğin diğerinden farkı; var olana olan yaklaşım tarzıdır. Felsefe de külli bir izah çalışması olmasından dolayı diğerlerinden ayrılır.

Felsefe, varlık, bilgi ve değerler alanını irdeler. Bu üçünden öncelikli olan varlıktır. Öncelikle bir şey düşünüyorsak onun varlığı olmalıdır. Aristo’da tek tek varlıklar vardır. Bunlar birincildir. Mesela insan ikincil tözdür. Sokrat birincil tözdür. Asıl bilgi genelin bilgisidir.

Bilim, dünyayı gördüğü şekliyle invceler. Bilim, somut varlıklarla ilgilenir ve bunların görünen kısmına bakar ve varlıklara ait kuralları ortaya koymaya başlar. Varlık felsefeasi, varolanın ne olduğu ile ilgilenen felsefedir.

Töz: Niteliklerin taşıyıcısıdır.

Geleneksel felsefe varlık ile iç içedir. Her bilim bir varolana yönelir. Felsefeyi diğerlerinden ayıran varlığın özüne yönelmesidir. Varolanı var kılan şeyin ne olduğunu sorgulamamk, varlıkların tözünün ne olduğunu araştırmak.

Shopenhover: İnsan metafizik bir hayvandır.

Pascal: İnsan hem iyi hem kötüdür. O kendini yüceltirse ben onu yererim kendini yererse yüceltirim.

İnsan, düşünen bir varlıktır. Ona has özellikler tek değildir. Mesela: İnsan eden, eyleyen bir varlıktır. İnsan tüm bu niteliklerini ortaya koyabilmesi içi8n birtakım eylemlerde bulunması gerekir. Bilme çabasında olan insan varlıkları bilme ile yetinmez, onu yorumlamaya da çalışır. Felsefe, insanla başlar.

Ben varım. Nasıl oluyor da varımn?

Kainat var. Nasıl var? Nasıl oluşmuş?

Benim dışımda varlıklar da var. Bu nasıl oluyor?

Neden hiçbir şey yerine bir şey var?

Bu olan şeyler neden bu tarzda?

Bizim yaptığımız her fiilin bir gayesi var. Gayesiz bir şey var mıdır? Varsa aynı şey kainat için de geçerlidir.

Acaba kainata bir gayeyi biz mi yüklüyoruz?

Kainatın rotasını yönetiyorsak kainatın ipleri elimizdedir.

Leibniz’e göre bu alem mümkün olan alemlerin en iyisidir. Nesneler hakkındaki bilgilerimiz onun hakikatiyle birebir özleşir mi? Hakikat var mıdır?

Hakikat kavramı relatif bir kavramdır. Hakikatı insanlar var olana bakarak ararlar.

Ölüm d ediğimiz bir fenomen var. Her şey belli bir müddet yaşayıp ortadan kalkıyor. Acaba ölen varlıklar ne oluyor? İnsan aklı bu sorulara cevap verebilir mi? İnsan bütün problemleri çözemez.

Bilginin sınırları problemi: Locke’la başlar. O kitabında amacının bilgilerin sınırını oluşturma olarak gösterir.

Hayatın gayesi nedir?

Ölümden sonraki durum nedir?

Varolanların ilk menşei nedir?

Biz yukarıdaki sorulara tam doğru cevap veremeyiz.

Metafizikten beklenen asıl varlığın tabiatının ne olduğudur. Her zaman olduğu gibi bu probleme cevap olan farklı görüşler var. Kimisi mutlak varlığın bilinebileceğini kimisi de bilinemeyeceğini söyler. Bazısı ise mutlak varlığa sadece inanılabileceğini söyler. Mutlak’ın alanı çok geniştir. O y üzden ne olduğunu bize bildirecek herhangi bir yöntem yoktur. Metafizikten beklenen cevap o kadar zor bir iş ki bu mutlakın içine girmek demektir. Bu geniş alanı incelememiz için ne bir yöntemimiz ne de bir pusulamız vardır. Heidegger’a göre felsefi spekülasyonlar varlık d enilen patikada ilerler. Felsefe varlığın ne olduğu sorusuna cevap vermeye çalışır. Aslında bu töz nedir? Sorusu ile aynıdır. Aristo’ya göre töze 4 aday vardır.

1)Tek tek ferdi varlıklar, 2) Cinsler, 3) Öz ler, 4) Külliler.

Aristoya göre töz tek tek varlıklardır.

Ontolojik açıdan öz töz değildir. Öz bir şeyin ne ile olduğu ile ilgilidir töz ise bir varlığın gerçekliği ile ilgilidir. Yalnız epistemolojik açıdan ikisi de aynı anlama gelebilir.

Özünü bilemediğimiz şeyin varlığını bilemeyiz. Evren bir olanaklark dünyasıdır. Bilim dediğimiz şey değişen şeyin ardındaki değişmeyen kuralı aramalıdır. Witgenstain’e göre dünya bir objeler toplamıdır. Hume’a göre de duyumlardan ibarettir. Dünyanın özü tek tek obelerdedir. İnsan zihni sona kadar gidemiyorsa bir başlangıç durumunda durmalıdır. Felsefe ilk olgu araştırmasıdır. İlk olguyu araştırdıktan sonra ardında onu temellendirecek yeni bir ilkenin bulundurulması gerekir. İlk olgu söylendikten sonra iş bitmiyor. Felsefi drüşünce hiçbir zaman tıkanıp kalmaz, sürekli devam edip gider. Mantıkta bir olgu alınır. Bu olgu genel-geçerdir. Felsefe bir defada olmuş bitmiş bir olgu araştırması değildir. Bu şekilde bitmeyen bir olgu araştırması insanın bilme isteğinden kaynaklanır. İnsan hiçbir zaman ben bir şeyi açık-seçik bildim diyemez. İnsan bir konuyu bilmek istiyorsa değişen şeylerden değişmeyeni tespit etmeye çalışmalıdır.

</DIV>

VARLIK FELSEFESİ:

Hiç yorum yok:

Blog Arşivi